İsrail'de camilerde hoparlörle ezan okunmasının yasaklanmasını öneren yasa tasarısı, Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinde görüş ayrılığına neden oldu.

Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın lideri olduğu aşırı milliyetçi Evimiz İsrail Partisi milletvekili Anastassia Michaeli tarafından parlamentoya sunulan "Müezzin Yasa Tasarısı", yasağın tüm ibadethanelerde uygulanmasını öngörüyor.

Yüz binlerce İsrail vatandaşının müezzinlerin sürekli hoparlörle ezan okumasından rahatsız olduğunu ileri süren Michaeli, "bu tasarının temelinde din özgürlüğünün yaşam kalitesine zarar vermemesi gerektiğine dair bir dünya görüşü yatıyor" dedi.

İngiliz Independent gazetesi, İsrail'de dini ve etnik gerilimi tırmandırma tehlikesi taşıyan tasarının, hoparlör kullanımı sadece camilerde yaygın olduğu için açıkça Müslümanları hedef aldığını yazdı. 

Başbakanı Netanyahu ise ülke genelinde camilerde hoparlörle ezan okunmasının yasaklanmasını öngören yasa tasarısına destek verdi.

Partisi Likud'dan bakanlarla bir toplantı sırasında tasarıya değinen Netanyahu, "Camilerdeki sesten rahatsız olan kişilerden sayısız şikayet mektubu aldım. Aynı sorun, Avrupa ülkelerinde de yaşanıyor, ancak Avrupalılar, bu sorunla nasıl baş edeceklerini biliyorlar. Bu, Brüksel'de yasal, Fransa'da yasal. Neden burada da yasal olmasın? Avrupa'dan daha özgürlükçü olmaya gerek yok" dedi.

Tasarı, bazı bakanların sert tepkisine neden oldu.

Başbakan Yardımcısı Dan Meridor, tasarının gerilimi tırmandırmaktan başka bir şey yapmayacağını söylerken, Devlet Hizmetlerini Geliştirme Bakanı Michael Eitan, tasarının Müslümanlara karşı kanun koymak isteyenler için bir bahane olduğunu belirtti.

Eğer insanlar gürültüden rahatsız oluyorsa o zaman gürültünün her yerde engellenmesi için bir yasa çıkarmamız gerekir diyen Eitan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Michaeli ile bir görüşme yaptım. Tasarının tamamen çevreyle ilgili olduğunu iddia etti. Ben de ona çevreyle değil, İslam'la uğraştığını söyledim."

Bakanların yoğun baskısı üzerine Netanyahu, tasarıyla ilgili görüşmeleri gelecek haftaya erteledi. 

Tasarıya bir tepki de İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'ten geldi. 

Yediot Ahronot gazetesine demeç veren Peres, milletvekillerinin demokratik olmayan tasarıları geçirme girişiminden utanç duyduğunu açıkladı.

Tasarı, Müslüman din adamları tarafından da sert şekilde eleştirildi.

Eski Kudüs Müftüsü Ekrima Sabri, İsrail, Müslümanların Kudüs, Filistin ve dünyanın diğer bölgelerinde 1500 yıl boyunca uyguladığı bir şeyi nasıl değiştirebilir diyerek tepkisini dile getirirken, Kudüs Müftüsü Muhammed Hüseyin, tasarının Yahudi konutlarından vandalların son zamanlarda hız kazanan cami saldırıları çerçevesinde programlı bir politikanın parçası olduğunu söyledi. 

İsrail'de nüfusun yüzde 20'sini Filistin kökenliler oluşturuyor. İnsan hakları grupları, Filistin kökenli halkın eğitim, istihdam ve kamu fonlarında ayrımcılığın hedefi olduğunu belirtiyor.

İsrail'de daha önce de Kadima Partisi'nden Avi Dichter, artık Arapça'nın resmi dil olarak tanınmaması gerektiğini önermişti. Uluslararası toplum tarafından sert bir dille protesto edilmesinin ardından Netanyahu, tasarıyı ertelemişti.