Çevre Mühendisleri Odası Bölge Temsilcisi Vildan Özmen, Yayın Danışmanımız Levent Ustabaşı’nın sorularına cevap verdi..

 

Çevre ile ilgili son yıllarda özellikle Karadeniz Bölgesi’nde sorunlar artış gösteriyor. 

Bunun sıkıntısını bölgede en fazla çeken iller arasında Trabzon var.

 

Çevre Mühendisleri Odası Trabzon Bölge Temsilcisi Vildan Özmen ile Dünya Çevre Günü’nün önemini konuştuk.

 

 

Birleşmiş Milletler Örgütü’nün 1972 yılında Stokholm’de 133 ülkenin katılımıyla düzenlediği zirvede 5 Haziran tarihinin Dünya Çevre Günü olmasına karar verildi.  O tarihten bu yana her 5 Haziran’da kamu oyunda Çevre Bilinci’nin artırılması Çevre Sorunlarının çeşitli yönlerine dikkat çekilmesi amacıyla etkinlikler düzenleniyor. 

 

 

Biz Dünya Çevre gününü bir kutlama günü olarak görmüyoruz. Çevre sorunlarıyla yüzleşme günü olarak adlandırabiliriz.

 

 

En basiti yaşadığımız şehirden örnek verelim. Öncelikle açık pazar olarak görülen kentimizde membadan mansaba kadar tüm su kaynaklarımız HESlere esir olmuşken…

Hala dere menfezlerinden kanalizasyon akarken…

Çöp sızıntı suyunun derin deniz deşarjı sistemine arıtmadır deyip kısıtlı sayıda olan halk plajlarının yanından denize verilirken plansız kentleşmenin en belirgin örneklerinin yaşandığı şehirde çevre gününün kutlanmasına hayret ediyorum.

 

 

Planlamada hata yapılıyor.

 

 

Bir dere üzerinde yüzlerce planlanan HES’ler var. Çok eski verilere dayanarak planlanıyor. Bu HESler faaliyete geçtiklerinde inşaat aşamasında yaratmış olduğu çevre katliamının yanı sıra tam verimlilikte çalışamadıklarından dolayı yeterli enerjiyi üretememektedirler. 

 

 

Tabiki. Yatırımcı da zarar görüyor.

 

 

Derin deniz deşarjları fiziksel arıtmadır. Çöp sızıntı suyunun arıtılması için fiziksel arıtmanın yanı sıra biyolojik ve kimyasal arıtmada yapılması gerekir. Biyolojik arıtma yapamadığı için sadece fiziksel arıtmayla kirlilik ötelenmektedir. Giderilmemektedir.

 

 

Geçenlerde yapmış olduğumuz bir tespitte Kutlugün Mevkiindeki düzenli çöp sahasında oluşan sızıntı suyunun tankerlerle birlikte Yomra İlçesi’ndeki derin deniz deşarj sistemine verildiğini tespit ettik. ilgili kurumlarla yaptığımız yazışmalarda düzenli depo sahasındaki arıtmanın kapasiteyi karşılamadığından dolayı sızıntı suyunun derin deşarj sistemine verildiğini kabul ettiler.

 

 

Yetkililerin duyarlı davranması gerektiğini düşünüyoruz.

 

 

Hayır henüz taşımadık. Daha doğrusu TİSKİ Genel Müdürlüğünden bir cevap alamadık. Cevap bekliyoruz.

 

 

Alt yapı sistemimizin olmayışı yada çok kötü oluşundan dolayıdır. Normal şartlarda yağmur suyu kanalı ve kanalizasyon ayrı ayrı projelendirilip yapılması gerekiyor. Trabzon’da bu böyle aslında. İkisi ayrı ayrı sistematik olarak doğru. 

 

 

Yağmur suyu kanallarına ev ve iş yerlerin kanalizasyonları bağlanmış durumda.  Bu durumda yağmur suyu kanal hattının ızgaraları açık olduğu için güneşli havada olsun yağmurlu havada olsun koku sokağa yayılmaktadır. yani Atık sular kanalizasyona değil de yağmur suyu kanalına veriliyor. 

 

 

Bu sorunun muhatabı bence ben değilim, yerel yönetimlerdir.

 

 

Hayır aslında görüntü kirliliği de çevre kirliliğidir. İkisi aynı şeydir.

 

 

Trabzon görüntü bakımından Türkiye’nin en kirli şehirlerinden bir tanesidir. Çarpık yapılaşmaların sonucu görüntü kirliliği oluşmaktadır. Yapılan bir bina 5 katlı iken yanındaki 10 katlı oluyor. Dış cephelerin renk uyumları bile olmaması kirliliktir. 

 

 

Kontrolle. inşaat ruhsatı verirken belediyeler projede rengine kadar denetimleri sıkılaştırarak vatandaşı kontrol etmelidir. 

 

 

Evet maalesef.

 

Hava kirliliğinin giderilmesindeki tek şey konutların doğal gaz kullanımına geçmesini sağlamaktır. Bu konuda çalışma yapılıyor fakat daha hızlı yapılması gerektiğini düşünüyorum.