Çalışmak için Arsin'den Libya'ya giden Metin Kurt, yaptığı açıklamada, Bingazi kentinde çatışmaların yaşanmasıyla şantiyelerin kalabalık muhalif gruplar tarafından basıldığını belirterek, ''Sembol ve İlkbir Türk inşaat şirketlerinden yaklaşık 5 bin Türk işçisi burada çalışmaktaydı. Muhalif gruplar bize hiçbir zarar vermedi ama şirketimize ait her şeyi alıp gitti'' dedi.

Bir süre şantiyede beklediklerini ve iki Türk uçağının geleceği haberi üzerine Bingazi Havaalanı'na gittiklerini anlatan Kurt, ''İki Türk uçağının inişine izin verildi, pasaportları olan arkadaşlarımız bu uçaklara binerek Türkiye'ye gitti. Daha sonra Türk uçaklarının inişlerine izin verilmedi'' diye konuştu.

Havaalanında iki gün çaresiz şekilde beklediklerini ifade eden Kurt, şunları söyledi:

''Biz havaalanındayken, havaalanı yakınında muhaliflerle Kaddafi askerleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyordu. Çatışma sesleri havaalanına doğru yaklaşmaya başladı. Bu anda aramızda bulunan kadınlardan bayılanlar oldu. İki çatışma arasında kalmıştık. Artık çaresiz şekilde sonumuzu bekliyorduk. Öleceğimizi düşündük. Kaddafi'nin askerleri muhaliflere burada cevap vermedi ve teslim oldular. Bir çatışma olsaydı Türk işçileri büyük zarar görecekti, belki de bugün biz sağ olmayacaktık. Ölümle burun buruna geldik.''

Bingazi Havaalanı'nı ele geçiren muhaliflerin tercüman aracılığıyla kendilerine, ''(Burası Türklerin vatanıdır. Siz bizim Müslüman kardeşimizsiniz, sizin hiçbirinize zarar gelmeyecek, siz bizim misafirimsiniz) seslendiğini anlatan Kurt, bir süre sonra havaalanından dışarı çıkarıldıklarını ve ardından havaalanı ve dışındaki binaların ateşe verildiğini belirtti.

Havaalanı yakınındaki depolarda patlama olur diye iki kilometre uzaklıktaki hangarlara götürüldüklerini, ''Kaddafi'nin uçak kaldırdığı, havaalanı ve hangarları bombalayacağı'' haberi üzerine çok korktuklarını dile getiren Kurt, ''Hemen otobüslere bindirilerek stadyuma getirildik. Stadyumda bir gece kalmak zorunda kaldık. Daha sonra Bingazi Limanı'na götürülerek Orhan Gazi-1 feribotu ile Türkiye'ye geldik'' dedi.

Metin Kurt'un amcasının oğlu Muzaffer Kurt ise Libya'daki Türk işçisi Yunus Emre Çelik'in vurulduğu haberini duyduklarında çok üzüldüklerini belirterek, şunları anlattı:

''Bizlerin de sonunun böyle olacağını düşünerek korktuğumuz anlar oldu. Bir an önce Türkiye'ye gelmekten başka bir şey düşünemiyorduk. Kaddafi'nin askerleri olsun, muhalifler olsun bize hiçbir olumsuz harekette bulunmadı ama sonuçta çatışmalara şahit olduk. Gözümüzün önünde öldürülen askerler oldu, bu ölümler psikolojimizi bozdu. Türk devleti, Libya'daki tahliyelerde elini çabuk tutarak bir kez daha çok büyük ülke olduğunu gösterdi. Başbakanımıza çok şey borçluyuz. Allah kendisinden razı olsun.''