Fındık fiyatları ne kadar? Güncel fındık fiyatı 23 Kasım

Fındık fiyatları ne durumda? İşte ürünle ilgili son gelişmeler

Fındık fiyatları ne kadar? Güncel fındık fiyatı 23 Kasım

Trabzon,Giresun ve Ordu gibi Karadeniz'in birçok bölgesinde üretimi gerçekleştirilen fındık fiyatları ile umut vermiyor. Bu yıl az oranda olan rekolte sebebiyle fiyatların artacağı beklentisi oluşmuştu. Ancak bu duruma karşın yine de rakamlar artmak yerine geriledi. 

Üreticiyi sıkıntıya sokan bu durum sürekliliğini devam ettirirken fındık fiyatları 15 TL'en başladığı sezonda şimdilerde 11 TL bandına kadar geriledi. Beklentilerin çok altında kalan rakamlar nedeniyle üretici en büyük gelir kaynağını elinden kaybetme noktasına geldi. Dip yapan ürün için BİMER'e de şikayetlerini yazan üreticiler devletin bu konuya somut şekilde yaklaşmasını bekliyor. Tekelleşen piyasanın neden olduğu bu düşüşün ilerleyen dönemlerde de devam etmesinden korkuluyor.

GÜNCEL FINDIK FİYATLARI İÇİN TIKLAYIN

SON FINDIK HABERLERİ

İHRACATTA SEVİNDİREN GELİŞME

Dünya fındık üretiminin büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye'nin, bu ürünün ihracatından elde ettiği gelirin artırılması için 21 yıl önce kurulan Fındık Tanıtım Grubu (FTG), meyvelerini verdi.

Türk fındığının yurt dışında tanıtılması ve böylece fındık ihraç edilen ülke sayısının artırılması amacıyla 1995'te kurulan FTG'nin yürüttüğü çalışmalar başarıya ulaştı.

Özellikle yurt dışında gerçekleştirilen fuarlarda yerini alarak alternatif pazarların peşine düşen FTG, kurulduğu günden bu yana fındık ihraç edilen ülke sayısının artmasında etkin rol oynadı.

FTG Başkanı Edip Sevinç yaptığı açıklamada, 1995 yılında 72 ülkeye fındık ihraç edilirken bugün ihracat yapılan ülke sayısının 112'yi bulduğunu söyledi.

Türk fındığının yurt dışında daha fazla tanınması amacıyla kurulan tanıtım grubunun hedefine ulaştığını dile getiren Sevinç, özellikle ABD, Japonya, Çin, Hindistan ve Hong Kong gibi ülkelere fındık ihracatının yapılmasına katkı sağladıklarını vurguladı.

Sevinç, FTG kurulduktan sonra birçok ülkede düzenlenen fuarlarda yerlerini aldıklarını belirterek, "Dünyanın en büyük gıda ve içecek fuarları olarak değerlendirilen bu fuarların başında Dubai'deki Gulfood, Almanya'daki Köln ISM ve Anuga, Japonya'daki Foodex, Paris'teki Sial, Çin'deki Food Ingredients, ABD'deki Sweets&Snacks, Hindistan'daki Food Ingredients İndia ve Brezilya'daki Food Ingredients South gelmektedir. Bu fuarların tamamında yerimizi aldık ve Türk fındığının tanıtılması için elimizden geleni yaptık." diye konuştu.

"Türkiye'ye daha fazla döviz girdi"

FTG'nin tanıtım faaliyetleri sonrasında ülkeye giren döviz miktarında çok ciddi artış yaşandığına dikkati çeken Sevinç, şöyle devam etti: "Tonaj bazında her geçen yıl bir artış söz konusu ancak özellikle döviz girdisi anlamında ciddi bir yükseliş oldu. 1995 yılında Türkiye ihraç ettiği fındıktan sadece 768 milyon dolar gelir elde ederken, bu rakam 2015-2016 sezonu itibarıyla 2 milyar 827 milyon dolara kadar yükselmiştir. Bu da yapılan tanıtım faaliyetlerin başarıya ulaştığının göstergesidir. Hedefimiz bundan sonra ihracat edilen ülke sayısını daha da yukarılara taşımaktır. İlk hedef ülke sayısını 120'nin üzerine çıkarmak. Bunun için tanıtım faaliyetlerimiz devam etmektedir."

ABD ve Çin sevinci

Sevinç, Fındık Tanıtım Grubu'nun faaliyetlerinin ardından en çok ABD ve Çin'e ihracatın arttığına işaret ederek, "En büyük mutluluğumuzun biri de budur. Özellikle Çin'e yapılan ihracat çok ciddi oranda artmış durumda. 1995 yılında sadece 27 ton fındık ihraç edilen Çin'e şimdi 3 bin 500 ton ihracat yapılmaktadır." dedi. 

Edip Sevinç, Türkiye'nin fındık ihracatında birinci sırada yer aldığını, dünya toplam fındık ihracatının yüzde 65,5'ini gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi. 


TEPKİ İŞE YARADI

Geçen haftayı 9.75-10.00 TL arası kapatan fındık bu haftaya 10.50 TL’den başladı. 

Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden olan fındıkta fiyat belirsizliği devam ediyor. Fındıkta yaşanan fiyat düşüşleri en çok fındık üreticisinin tepkisini çekiyor. Geçen haftayı 9.75 TL seviyelerinde kapatan fındık haftaya 10.50 TL ile başladı. Bu artış her ne kadar üreticiyi tam olarak memnun etmese de fındık fiyatlarının yukarı çıkacağı yönünde beklentiler devam ediyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, fındık fiyatlarındaki ufak çaplı artışların üreticiyi memnun etmediğini söyledi. Bu sezon rekoltenin düşük olmasına rağmen fiyatın bu seviyelerde olmasına anlam veremediklerini belirten Soydan, fiyatın bir an önce yukarılara çıkmasını istedi.

"FİYAT YÜKSELDİ AMA GÜVEN VERMİYOR"

Fındığın bir yukarı çıkıp iki aşağı indiğini ve bu durumun üreticiyi tedirgin ettiğinin altını çizen TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, "Bugün borsa rakamlarına baktığımızda 10.50 TL fiyatını görüyoruz. Bu durum fiyatların yükselişini gösterdi ama güven vermiyor. Çünkü bir çıkış yapıp iki aşağıya iniyor bu da üreticiyi tedirgin ediyor. Baktığımızda bu günlerde kış bakım zamanları geldi. Ama bunun karşısında üretici maalesef karşılığını alamıyor ve bu fiyatlar karşısında ‘bahçeye nasıl girerim’ diye bize serzenişte bulunuyor. Bu sebeple fiyatların bir an önce yukarı seviyelere çıkmasını bekliyoruz" dedi.

"REKOLTE AZ, FİYAT DÜŞÜK, BU DURUM ÜRETİCİYİ ŞOKE ETTİ"

Serbest piyasada fındığın arz ve talebe göre şekillendiğini, rekoltenin az olmasına rağmen fiyat düşüşünün şok etkisi oluşturduğunu vurgulayan Soydan, "Fındık 2009 yılında serbest piyasa koşullarına bırakıldı. O günden bu yana da fiyatlarda arz ve talebe göre şekilleniyor. 2016 yılında ise belki de son yılların en düşük rekoltesini yaşıyoruz. Şu anda rekolte 468 bin ton olarak Tarım Bakanlığı tarafından açıklandı ve Temmuz ayında yaşanan dökülme sebebi ile bu sayı düştü ve TÜİK verilerine 420 bin ton olarak yansıdı. Fındıkta arz ve talep karşısında talebi karşılamayacak kadar fındık rekoltesini gördük. Ama bunun karşılığında 2016 sezonu başladığı zaman Eylül ayında 15 TL’yi bulan fiyatlar bir anda düşüşe geçerek 9.75 TL’ye kadar indi. Bu durum üreticiyi üretici temsilcilerine ve tüm bölge halkında bir şok etkisi yaptı" diye konuştu.

"15 TL’DEN 9.75 TL’YE DÜŞÜŞ KABUL EDİLMEDİ"

Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden biri olan fındıkta yaşanan düşüşlerin üreticileri ve tüm kesimi rahatsız ettiğini ve bu yönde düşen fiyatlara tepki gösterdiklerini dile getiren Soydan, "Bu rakamlar kabul ettiğimiz rakamlar değildi, çünkü fındığın olmadığı bir yılda normal şartlarda 15 TL’yi bulup da 9.75 TL’ye inmesi de gerçekten kabul edilmedi. Bunun karşılığında da çok ciddi tepkiler oluştu ve hep beraber bu tepkimizi duyurduk. Çünkü bölgemizin tek geçim kaynağı fındık. Yılda 2.5-3 milyar dolar döviz girdisi olan, yüzde 75’ni ürettiğimiz bir ürünün bu şekilde bir fiyat istikrarsızlığı ile karşı karşıya gelmesi normal değildi" ifadelerini kaydetti.


ÇEŞİTLİLİĞE GİTTİLER

Düzce'nin Akçakoca ilçesinde çiftçiler, geçtiğimiz yıllarda fındığın erken dökülmesine neden olan külleme hastalığı ile mücadele ediyor. Birçok çiftçi, hastalık nedeni ile fındık ağaçlarının çeşidini değiştiriyor. Bahar aylarında yaşanan don olayı ve ardından gelen külleme hastalığında, fındıklarda dökülme ve kararma meydana gelirken kalite düşüşünü engellemek isteyen çiftçiler, hastalık görülen ağaçlarda budama ya da ilaçlama yaparken, bahçelerindeki mevcut sarı, kara ve yomra fındığını söküp çeşit değişikliğine gidiyor. 

Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Yönetim Kurulu Üyesi Levent Şahin Başaran,  yaptığı açıklamada, iklim ve hava şartlarının değişmesinden dolayı bazı yörelerde risk olduğunu vurgulayarak, fındık üreticilerinin riski ortadan kaldırmak adına çeşit değişikliğine gittiğini söyledi.

Başaran, "Fındığa değer veren ve gerçek üretici kısmı şu an fındık bahçesinde. Don olayı ile fındık risk altındadır. Bazı fındık üreticilerimiz de bu riski ortadan kaldırma adına çeşit değişikliğine gidiyor. Üreticilerimiz, geç çiçeklenen ve geç döküm yapan bir çeşit olan 'delisava' dediğimiz ürüne yönelmeye başladı. Bahar aylarında yaşanan don olayından da az etkileneceği düşünülen bu çeşit fındık dikimi başladı." ifadesini kullandı. 


- "Külleme hastalığı ile mücadele şart" 

Başaran, randıman açısından delisava ağacının dikiminin yapıldığını kaydederek, "Bu çeşidin, aroması ve yağ oranı ile piyasanın çok tercih etmediği fındık olduğunu biliyoruz. Ama dondan az etkilenmesi ve randımanın iyi olması yönünden üreticilerimiz tarafından tercih ediliyor. Randımanı gayet iyi." diye konuştu.

Fındıkta bakım ve ekim için ekim-kasım aylarının önemli bir zaman dilimi olduğunu aktaran Başaran, "Külleme' denen hastalık, bölgemizi etkisi altına aldı. Çok yoğun ve mantari bir hastalık olan külleme, hem fındık kalitesini hem de stoklama kabiliyetini azalttı. Dolayısıyla bununla mücadele etmek zorundayız. Külleme hastalığına da ekim-kasım aylarında ilk müdahale şart." dedi.

ÜRETİCİLERE KIŞ UYARISI

Giresun Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, fındıkta ortaya çıkan külleme hastalığına karşı sonbahar ve kış döneminde alınması gereken kültürel önlemlerle ilgili tavsiyelerde bulundu.

Müdürlükten yapılan yazılı açıklamada,  fındık bahçelerinde yoğun zararlara neden külleme hastalığına yol açan etmenlerin, kışı bitki artıkları, yere dökülen yapraklar ve zuruflarda geçirdiğine işaret edildi.

Sonbaharda yaprak dökümünden sonra alınacak bazı önlemlerin, ilkbaharda oluşacak hastalık şiddetini azaltmaya yardımcı olacağına dikkat çekilen açıklamada, şu önerilerde bulunuldu:

"Hasat sonrası elde edilen bulaşık zuruflar mutlaka toplanarak yok edilmeli ya da bahçe kenarında kışı yığın halinde geçirecekse kat kat olacak şekilde bolca ıslatılarak ve aralara sönmemiş kireç atılarak hastalığın imha edilmesi sağlanmalı. Bulaşma kaynaklarının azaltılması için sonbaharda yere dökülen yapraklar toplanarak bahçe dışına çıkarılmalı veya çürümesi sağlanmalıdır. Hastalıklı bitki artıkları toplanmalı, bahçeden uzaklaştırılmalı ve imha edilmelidir. Bulaşık dip sürgünleri kesilmeli, bahçeden uzaklaştırılmalı ve imha edilmelidir."

Açıklamada ayrıca  nispi nemi yüksek, güneş görmeyen arazilerde hastalık oluşumunun önlenmesi için seyreltme, budama ve havalandırma işlemleri yapılması tavsiye edilerek, bu işlem sonrası da mutlaka budama artıklarının bahçeden uzaklaştırılması ve yabancı ot mücadelesine önem verilmesi vurgulandı. 
fındık fiyatları ne kadar


FINDIK PİYASASI ÇÖKTÜ

Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan, fındıkta serbest piyasanın çöktüğünü ve üreticinin üründen soğuduğunu söyledi.

GZO Başkanı Karan yaptığı açıklamada, fındıkta karına kar katan tekelcilerin liderliğini ilan ederken, üreticinin kendi kaderine terk edildiğini ifade etti. Rekabet Kurulu’nun görevini tam yapmadığını iddia eden Karan, “Fındık yetiştirerek, ülke ekonomisine katkı sağlanmak için varını yoğunu, zamanını veren tüm üreticilerimiz ve sektör, fındıkta tekelleşmeyi ve dikey bütünleşmeyi kabul ederken acaba rekabet kurulu görevini tam olarak yerine getirerek, sorumlu davranıyor mu? Fındıkta yabancı bir firmaya kapitülasyon verilmiş gibi hareket etmesi sağlanmıştır. Bu yabancı firma krallığını ilan ederken sektörde tek söz sahibi olma yolunda mesafe almış ve üretici artık üretim yapmaktan bezdirilmiştir” dedi.

"FINDIĞIN KABUKLU FİYATI 3 DOLAR SEVİYESİNDE İKEN TALEP YOK"

“Üretici maliyetini kurtarmayan ürünle uğraşmak istemiyor” diyen Karan, “Bütün sektör küllenme hastalığı ile mücadele yapılmasını isterken, üreticiler ‘küllenme hastalığıyla biz neden mücadele edelim, maliyetini kurtarmayan bir ürün için niye uğraşalım’ der duruma gelmiştir. Tekelci firmalar kişisel karları için suyun kaynağını kurutmak istiyorlar. Bir de çok üretim olsun, daha fazla ihracat yapalım diyenlere seslenecek olursak, bu kadar bir az rekoltenin olduğu bir dönemde fındık satmazken çok olduğunda nasıl satacaksınız? Fındığın kabuklu fiyatı 3 dolar seviyesinde iken talep yok, biraz daha düşürelim karımıza katalım derseniz sektör artık bitme noktasına gelmiştir” şeklinde konuştu.

FİSKOBİRLİK’E ÇAĞRI

Acilen FİSKOBİRLİK’e destek verilmesi gerektiğini vurgulayan Karan, şu ifadeleri kullandı:

“Serbest piyasanın çöktüğü şu ortamda FİSKOBİRLİK’in çıkıp -5 ton, 50 ton şu kadar fındık alımı yapacağım diyecek olması anında piyasanın toparlanarak fiyatların yükselmesini sağlayacaktır. Ancak FİSKOBİRLİK’in bunu diye bilmesi için formülü ne olursa ekonomik olarak desteklenmesi gerekmektedir. Bu düşük faizli banka kredisi veya devlet garantörlüğünde başka bir destek olabilir. Ama bilinen şudur ki, fındıkta yaşanan kapitülasyona karşı FİSKOBİRLİK acilen desteklenmeli, üreticinin hakkı korunmalıdır.”

Küllenme hastalığı anlatıldı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü İbrahim Gencan, Tirebolu Dumlupınar İlkokulu Toplantı Salonunda düzenlenen konferansın açılışında yaptığı konuşmada, fındıkta kalite ve verimin arttırılması konusunda zararlılarla mücadelenin önemine dikkat çekti.

Fındığın, yörenin en önemli geçim kaynağı olduğunu hatırlatan Gencan, "Bu üründe görülen hastalıklarla ilgili mücadelede, biz kurum olarak her zaman üreticilerimizin yanındayız. Üründe verim ve kaliteyi arttırmak için gerekli mücadeleyi gelin hep birlikte yapalım ve bahçelerimizden asla vazgeçmeyelim" dedi.

Konferansta daha sonra Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü personeli Dr. Arzu Sezer tarafından fındıkta külleme hastalığıyla ilgili bilgi verilerek, bu hastalıkla mücadele yöntemi ve yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. 

Konferansı fındık üreticilerinin yanı sıra Tirebolu Kaymakamı İsmail Ayhan Tavlı, İlçe Emniyet Müdürü Fahrettin Sadullahoğlu, muhtarlar ve fındıkla ilgili kuruluş temsilcileri de katıldı. 


VİZYON LAZIM

Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Arslantürk, "Fındıkta sadece fiyat odaklı yaklaşımla 700 bin hektar alanda 1 milyon ton üretimden, 500 bin tonların altına düşen hale geldik. Artık vizyonu olan bir fındık politikamızın olması lazım." dedi.

Arslantürk, Türkiye'nin bir numaralı tarımsal ihracat geliri elde ettiği fındığın, vizyonsuzluk yüzünden dünya üstünlüğünü kaybetme durumuyla karşı karşıya kalmaya başladığını savundu.

Dünyada son üç yıldır planlı fındık üretiminde hızlı yol alındığını belirten Arslantürk, "Gelecek 5 yıl içinde özellikle ABD, Çin, Balkan ülkeleri ve Gürcistan'da 500-750 bin ton üretim yapılacak alanlar planlanmıştır. Çin 59 hibrit çeşit geliştirmiş, sıfırın altında 35 ile 40 derecede ve 40 dereceye dayanıklı bu çeşitlerle fındıkta plantasyon alanlarında inanılmaz genişlemenin önünü açmıştır. Fındıkta sadece fiyat odaklı yaklaşımla 700 bin hektar alanda 1 milyon ton üretimden, 500 bin tonların altına düşen hale geldik. Artık vizyonu olan bir fındık politikamızın olması lazım. Bu konuda örnek olarak ABD'deki badem üretimi alınabilir." diye konuştu.

Arslantürk, fındıkta rekolte çalışmalarının profesyonel ekip tarafından yapılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Üretim bölgeleri için 5 veya 7 kişilik profesyonel ekip oluşturulmalı, bu kişiler de bilimsel teknikleri kullanarak rekolte çalışması yapmalı. Bu tür ekip örnekleri Türkiye ve dünyada mevcuttur. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlükleri tarafından oluşturulan komisyonlar amatör ağırlıklı yapıda olduğu için açıklanan rekolteler hep tartışılır olmuştur. Ayrıca bu ekibin tüm zamanlı arazide olması, verim ve kaliteyi artırıcı hastalıklarla mücadele konusunda da uyarıcı olacaktır."

Emanetçilik sisteminin devre dışı bırakılarak modern ticari sisteme geçilmesi gerektiğine işaret eden Arslantürk, "Devlet kayıtlarına göre 500 bin üretici ile üretim yapılmaktadır. Üreticilere ortalama bin, bin 500 kilogram üretim düşmektedir. Bu üretim miktarı ile fındıktan geçinebilir üretici oranı çok düşüktür. Gerçek manada üretici tanımı yapılmalı ve acil devreye alınmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Verim ve kaliteyi artırıcı faaliyetler kapsamında ağaçların yenilenmesi gerektiğini de belirten Arslantürk, bu işlemin sertifikalı fidanlarla belli bir plan dahilinde yapılmasını önerdi.

Arslantürk, küllenme, yeşil kokarca, Amerikan kelebeği gibi zararlılarla kimyasal ve biyolojik mücadelenin hassasiyetle yapılması gerektiğini söyledi.

Avrupa Birliği'nin naturel fındık ithalatında yüzde 3 oranında uyguladığı gümrük vergisinin sıfırlanması için gerekli girişimlerde bulunulması gerektiğini ifade eden Arslantürk, gelir kaybı desteğinin ise verim ve kaliteyi önde tutan anlayışla verilmesi tavsiyesinde bulundu.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler