Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

Bölgenin en riskli dolgu yapısı

Trabzon-Akyazı deniz dolgusu ve üzerindeki 40.000 kişilik stat bölgenin en riskli deniz dolgu yapısıdır.

Trabzon- Akyazı deniz dolgusu alanı üzerinde inşa edilen stat ’da final aşamaya gelindi.

Büyük olasılıkla kısa bir süre sonra görkemli bir açılış gerçekleşecek.

Ancak statla ilgili bize gelen e-posta veya sözlü sorularda herhangi bir azalma yok!

Deniz dolgusuna ve Akyazı projesine niçin karşısınız?

Akyazı stadı güvenlimi?  Stat çöker mi?

Maça gidebilir miyiz?

Gibi birçok soru.

Öncelikle şunu belirteyim ki 7 milyarı aşan dünya nüfusu ve sahil kentlerinin hızla büyümesi günümüzde denizden yer kazanmayı (reclamation) elzem hale getirmiştir.

Bu nedenle çevreye en az zarar veren, bilim ve teknolojiye uygun dolgu projelerine asla karşı değiliz.

Bu bağlamda Akyazı projesine de karşı değiliz.

Karşı olduğumuz Akyazı dolgu projesinin jeolojik konumundan kaynaklanan tehlikelerin yeterince dikkate alınmaması ve detay denizaltı jeolojisinin yapılmamasıdır.

Deniz dolgusu alanı üzerinde kurulan 40.000 kişilik statta ne gibi olası tehlikeler yaşanabilir?


Şekil1: Akyazı dolgu alanı Akyazı heyelan sahasının deniz uzantısı üzerinde çöken bir fay bloğu üzerinde inşa edilmiştir.
  1. 18m su derinliğinde oluşturulan Japonya –Kansai Havaalanında olduğu gibi, dolgu alanında beklenmeyen aşırı ve düzensiz oturmalar zaman içerisinde stadı tehlikeye sokabilir.
  2. Faylı-bloklu, Akyazı heyelan sahasında, dolgu alanı tabanında göçme veya çökmeler istenmeyen sonuçları oluşturabilir.
  3. Oldukça göz ardı edilen deprem tehlikesi, zemin sıvılaşması, zeminin deprem büyütmesi vb.
Öncelikle şunu belirtelim ki hemen hemen aynı su derinliğinde Japonya-Kansai de uygulanan dolgu tekniği ile Akyazı’da yapılan dolgu tekniği farklıdır.

Japonya’da 18m su derinliğinde, deniz tabanın en üst seviyesini oluşturan dolgu için uygun olmayan, yumuşak, suya aşırı doygun killi seviyenin suyu binlerce düşey drenle dışarı atılmıştır.

Böylece zayıf zeminin yaklaşık 6m oturması inşa sırasında gerçekleştirilmiş olup, sıkılaştırılmış zayıf zemin dolgu için sağlam hale getirilmiştir.

Amerikan Mühendislerince ödüllü olan bu proje dolguda beklenmeyen aşırı oturmalara neden olmuştur.

Sebep, doğanın karmaşıklığı nedeniyle arazi gözlemlerinin, laboratuvar sonuçlarının ve hesapların doğadaki gerçeği tam olarak yansıtmamasıdır.

Akyazı’da aynı özellikteki deniz tabanındaki zayıf zemin problemi farklı bir yöntemle, kazıklarla çözülmeğe çalışılmıştır.

İşte Akyazı dolgu sahasının oturma problemi ile ilgili kritik soru burada başlıyor!
 
KAZIKLAR NEREYE SÖKETLENDİ? UÇ KAZIKMI? YOKSA SÜRTÜNME KAZIĞIMI?

Kazıkların görevi dolgunun ve stattın ağırlığını alttaki sağlam temele aktarmaktadır.

Akyazı’da sağlam temel hangi kayaç, hangi jeolojik seviyede ve hangi derinliktedir?

Yaklaşık 1 milyon yıldan beri (Holosen)  Akyazı çevresindeki derelerin Karadeniz’e taşıdığı 10-20m kalınlığında killi, suya doygun, taşlaşmamış tortullar dayanıksız bir zemin olup yük altında, zaman içerisinde önemli ölçüde, 5-6m,  oturma özelliği gösterirler.

Deniz tabanın en üst seviyesini oluşturan bu yumuşak tortulların oturma problemini çözmek için 25-35muzunluğunda beton kazıklar kullanılmıştır.

 

Şekil2: Soldaki şekil sağlam temele söketlenmiş uç kazığı temsi eder.Yükü taşıma görevi büyük okları temsil eden temele aittir. Sağdaki şekil sürtünme kazığını temsil eder. Dolgu yükü ve üzerindeki inşaat kazığın çevre kayaçlara, büyük oklarla, sürtünmesiyle sağlanır.Akyazı dolgusu ve statı sürtünme kazığı ile taşıtılmaktadır.
 
Ancak bu kazıklar iddia edildiği gibi sağlam temel kaya bazalt, andezit gibi magmatik temel kayaçlar içine saplanmamıştır. Başka deyişle kazıklar UÇ KAZIK özelliği taşımamaktadır.

Çünkü deniz tabanın en üst seviyesini oluşturan çok yumuşak aşırı suya doygun tortulların hemen altında çevre jeolojisinin ikinci çökel birimi olan Beşirli Formasyonu bulunur.

Beşirli Formasyonu yüzlerce metre kalınlığında kil taşı, kumtaşı ve konglomera ardışımından oluşmaktadır.

Temel kayaç olarak iddia edilen bazalt ve andezit gibi magmatik kayaçlar da Beşirli Formasyonu içerisinde birkaç metre çapında taşınmış bloklar halinde izlenmektedir.

Sonuç olarak sırasıyla dolgu, stat ve 40.000 kişi deniz tabanın çok zayıf birinci ve ikinci zayıf zemininde kazıkların çevre kayaçlarına sürtünme direncine bağlı olarak taşıtılmıştır ( SÜRTÜNME KAZIĞI VEYA YÜZEN KAZIK!).

Sürtünme kazığı modelinde, deniz tabanın birinci seviyesini oluşturan suya doygun çok zayıf zemin zamanla dolgu ve stat yükü altında kalarak kazıklarla birlikte oturma ve yıkılma özelliği gösterebilir ( negatif çevre sürtünmesi).

Öte yandan Japonya’dan edindiğimiz deneyim, Beşirli Formasyonuna ait daha derindeki killi seviyelerdeki oturmalar beklenmeyen ve hesaplanmayan aşırı oturmalara da neden olabilecektir.

Şekil3: 18m su derinliğinde dolgu alanı üzerinde kurulan ödüllü Japon Kansai Havaalanın zaman içerisinde farklı oturması. Oturma problemi kaldıraçlarla çözülmüştür.

Farklı dolgu yöntemlerinin birbirlerine göre üstün veya zayıf taraflarının olduğu kuşkusuzdur.

Ancak Akyazı dolgu alnı hangi yöntemle, hangi malzeme ile ve kaç parayla yapılmışsa sonuç olarak yapılan işin bir şekilde sorgulanması gerekir.

Bu sorgulama, dolgu sırasında ve sonrasında dolguda, değişik yerlerden alınan oturma ölçümleri ve oturmanın zaman içerisindeki değişiminin grafiklerle gözlenmesi ile yapılır.

Dolgu sahasında elde edilen oturma ölçümleri kabul edilebilir sınırlar içerisinde ise o proje başarılı sayılır.

Ayrıca uygulanan ve başarılı sonuç alınan yöntem ve maliyet hesapları uluslararası bilim dünyası ve kamuoyu ile paylaşılır.



Sonuç olarak, dolgu alanlarında Akyazı stattı gibi riski yüksek yapıların oturma ve çökme problemleri yakından izlenmeli, bu konudaki gözlem ve ölçümler kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.