Haber61/ Söyleşi - Levent Ustabaşı

‘Marka Şehir Trabzon Strateji Çalıştayı’na katıldım.

Alanında öne çıkmış, kariyerinin zirvesindeki Trabzonlular aynı masada buluşarak Trabzon için fikir ürettiler, paylaşım yaptılar.

Çalıştay’da biri dikkatimi çekti..

Türkiye’nin en ünlü kariyer adamı…

İnsan kaynakları düşünürü…

Finans Sektöründe en iyi yazar seçileni…

Mutluluktan Sorumlu Başkan modeli ile yılın en iyi uygulaması ödülü alan biri…

Yazar…

Duruşuyla, konuşmasıyla farklı biri..

Hatta boğazındaki kolyeye kadar bambaşka..

O..

Bizim Neslin Uşakları’nın mimarlarından..

İlham Veren kitabının yazarı…

İlham Süheyl  Aygül…

Hani derler ya!

“Akıllı adam aklını kullanır, daha akıllı adam başkasının aklını kullanır”

Tam bu söze uyan bir adam Süheyl..

Biraz Bizim Neslin Uşakları’nı..

Biraz Trabzon’u..

Biraz beyin göçünü derken size sunacağım güzel bir söyleşi çıktı ortaya…

Bu söyleşinin devamı için bir de İstanbul’da buluşma sözü!

MBA siniflarina ders veren ogretim gorevlisi

Bir cok STK nin kurucusu

Siyasilere kocluk yapan bir mentor ayni zamanda

KİMİSİ ÇALIYI GÖRMEYECEK KİMİSİ GÜNEŞİ

Bu kentin sorunu nedir desem ilk neyi söylersiniz?

Trabzon’un Swot’unda en önemli şeylerden birisi insan kaynağının değerlendirilmemesidir.

Bunun nedeni ne peki?

Nedeni açık… Belkide bu ülkenin en önemli yetenekleri, ressamları, sporcuları hatta siyasetçileri bu coğrafyan çıkıyor.  Ama bir araya gelemiyorlar.

Ne yapılması gerekiyor?

Kimi pencereden baktığı zaman çalıyı; kimisinin güneşi görmemesi lazım.

Trabzon söz konusu olunca herkesin aynı noktaya bakıyor olması lazım… Bu hemen olacak birşey değil. Zamanla olacak birşey!   Biz bu sebeple Bizim Neslin Uşakları diye bir dernek kurduk. Yaklaşık 15 kurucu üye, her biri kendi mesleki kişisel  kariyer alanında önemli noktalara gelmiş..

Vodofone’nun CFO’su, yönetim kurulu başkan vekili, ASAŞ, ZETAŞ’ım sahibi..

Üst düzey profesyönel yöneticiler, akademisyenler, iş adamları ve sanatçılar...

Hepsi Trabzonlu.

Genellikle 65 jenerasyonu, 50li yaşlara gelmekte olan bir grubuz.

MENTORLUK PROJESİ BAŞLATTIK

Şunu yapmaya çalışıyoruz. Biz ortak aklı bir araya getirmeye çalışıyoruz.

Biz biliyoruz ki birimizi hepimiz kadar akıllı değil. Her birimizin ayrı ayrı değerleri var. Her birimizin aklını ortak bir havuzda birleştirmek  projelendirmek bu topraktan aldığımızı bu topak insanıyla paylaşmak ve yeni nesllere aktarmak için bir mentorluk projesi başlattık. Bu enteresan bir proje. Mentor demek etimolojik anlamda mitolojiye dayanıyor. Homeros’un destanında kral savaşa giderken oğlunu Mentor’a emanet ediyor. Savaş 20 sürüyor. Kral savaştan döndüğünde bakıyor harika bir kral adayı olarak yetişmiş oğlunu görüyor ve çok etkileniyor.

Mentor demek akıl hocası demek.

Mentor demek rehber demek.

Rol model demek.

Koruyucu destekleyici geliştirici demek.

Menti demek öğrenen demek.

Biz mesela İstanbul’daki Trabzonlu üniversite öğrencilerini menti olarak görüyoruz. 839 adetine ulaştık.

Nasıl oluyor bu Mentorluk? İşleyişi nasıl?

Boğaziçin Üniversitesi’nde İrem Şen diye bir kızımız var mesela..

BNU’ya başvurdu.

Başvuru formunu alıyoruz.

Başvuruda istediğini yazıyor.

“Ben işletme birinci sınıf öğrencisiyim.

Telekom veya finans sektöründe kariyer hedeflemekteyim” diyor.

O arada Vodafone’nin başkan vekili de mentorluk için başvuruyor.

Biz ne yapıyoruz menti İrem ile Mentor Hatipoğlu’nu eşleştiriyoruz.

Yaptığımız bu…

E sonra ne oluyor, öyle bırakıyor musunuz?

Hayır hayır. Sürecin başından sonuna kadar takip ediyoruz.  Önce iki tane görüşme ayarlıyoruz. Görüşmeler sosyal ortamda oluyor. Asgari 45 dakika sürüyor.

İki kez oluyor. Bu süreç zarfında mentor mentiye sektörün karakteristiklerini, fırsatları tehditler,, kişisel farkındalıklarını anlatıyor.

Bir kariyer haritası oluşturuyorlar.

Mentor sonra bir rapor hazırlıyor diyorki; İrem staj yapabilir, ekonomik durumuna göre burs verilenilir, veya işe alım yapılabilir.

Biz yine o Trabzonlu insanların insanların içerisinde o havuzun içninde onu değerlendiriyor. Her sene BNU 50 öğrenciye burs veriyor.

Bursundan yararlandırabiliyoruz.

ISO 50 ve çok uluslu firmalarda mentilere  staj yaptırmaya çalışıyor ayrıca işe alım olanaklarını mümkün olduğu kadar mentilere açmaya çalışıyoruz.

Bu arada mentorun dedikleri  ile sınırlı kalmıyoruz.

Menti de ne kazanıyorsa ne kazandıysa mentorluk süreci boyunca onları kazanımlarını raporluyor. Biz bunları sürecin kalitesini denetlemek açısından istatistik çıkarıyoruz.

Bu işe niye bu kadar hırsla soyundunuz?

Ben Trabzon lisesi mezunuyum. Trabzon çocuğuyum. Bu Trabzon coğrafyasında doğan çocukların IQ’su Türkiye ortalamasına göre çok çok daha yukarıda… Tabi insanlar Trabzon’da belli bir noktaya geldikleri zaman kentte imkanlar sınırlı olduğu için devlet desteği çok fazla olmadığı için kentten çıkıyor. Yurt içi yurt dışı her tarafa yayılıyor.

Toprak çok limitli, herşey çok pahalı, imkan yok, çok uluslu firma yok,

liman kenti olması, tarihi ipek yolu ticaret yolunun üzerinde olması, havaalanı olması artık sıradanlaştı.

Komşu illerde de bunlar sağlandı,Trabzona artık eskisi gibi çok büyük bir cazibe merkezi değil.

Trabzon bir dönem istanbul ile aynı idi.

İkisi de başkentlik yaptı medeniyetlere…

İkiside Roma’nın izlerini sürmüş, Pontus’a başkentlik yapmış ..

Ama Trabzon yerinde saydı. İstanbul ise gelişti.

Çıkış noktanız böyle yani..

Biz BNU olarak bu topraktan aldığımızı bu toprağın insanı ile paylaşmak ve bunu gelecek nesillere aktarmak. yetiştirdiğimiz mentiler yarının mentorları işadamaları olacak. Bu büyük bir ailenin parçası olmanın duygusunu kendi yüreklerinde hissedecekler bu aidiyeti alacaklar.

Bu söyleşinin son sözünü de size bırakıyorum.

O halde Levent… Hiç birimiz hepimiz kadar akilli degiliz. Bu Çalistay’da olduğu gibi Trabzon için daha sık bir araya gelmeliyiz.