Anahtar Deliği - 11.09.2015

CUMA ÖNCESİ HUTBE VE ŞEHİTLERE DUA Trabzon Müftülüğü bugün güzel bir uygulama yapacak. Cuma öncesinde il genelinin tüm camilerinde Aziz Şehitlerimiz için Kur’an programı düzenlenecek. Trabzon Müftülüğü sosyal medya hesabından konuyla ilgili şu duyuruyu ya

Anahtar Deliği - 11.09.2015

CUMA ÖNCESİ HUTBE VE ŞEHİTLERE DUA

Trabzon Müftülüğü bugün güzel bir uygulama yapacak.

Cuma öncesinde il genelinin tüm camilerinde Aziz Şehitlerimiz için Kur’an programı düzenlenecek.

Trabzon Müftülüğü sosyal medya hesabından konuyla ilgili şu duyuruyu yaptı;

İlimiz genelindeki tüm camilerimizde yarın (11.09.2015 Cuma günü) Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından hazırlanan "BİRLİĞİMİZİ, BERABERLİĞİMİZİ, KARDEŞLİĞİMİZİ MUHAFAZA EDELİM" konulu hutbe okunacaktır...

Hutbe Metnini de yayınladı.

İşte o metin;

BİRLİĞİMİZİ, BERABERLİĞİMİZİ, KARDEŞLİĞİMİZİ MUHAFAZA EDELİM!

Muhterem Müslümanlar! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Topyekûn Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmandınız da O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”

1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “…Birbirinize nefret ve düşmanlık beslemeyin. Birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun!”

2 Kardeşlerim! Tarih, insanların olduğu gibi milletlerin de zor zamanlarına şahit olmuştur. Toplumun her ferdini imtihan çemberinden geçiren bu zamanlarda, yürekler buruk, dualar yanıktır. Aziz milletimiz de büyük badirelerden geçmiş, zaferlerin yanı sıra ihanetler görmüş, ağır bedeller ödemiştir. Çanakkale’nin, Sakarya’nın, Dumlupınar’ın kan ve barut kokan hatırası hala hafızalardadır. Cenab-ı Hak, cennet vatanımızı muhafaza eylemiştir; varlığını onun uğruna feda eden ecdadımıza zaferler lütfetmiştir. Elinde silahı olmasa da yüreğinde imanı olan bu necip millet, en zorlu sınavları omuz omuza atlatmıştır. Bizler, birbirimize verdiğimiz değerle; birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhuyla; ferasetin ışığı, sağduyunun aydınlığıyla meşakkatli dönemlerin üstesinden geldik. İmkânlarımız sınırlıydı; fakat ruhumuzda aynı secdede Rahman’a kul olmanın, aynı kıblede istikameti bulmanın huzuru vardı.

Aynı safta buluşmanın, aynı toprağa, aynı bayrağa, aynı mukaddesata âşık olmanın bereketi vardı. Vicdanı paslanmış, insafı çürümüş, insanlığını unutmuş güçler karşısında bizi dimdik ayakta tutan, işte bu aziz ruhtu! Kardeşlerim! Bugün de zorlu bir süreçten, ağır bir imtihandan geçiyoruz. Sınırlarımızın bittiği yerde savaş başlarken, zulümden kaçan milyonlarca insan vatanımıza sığınırken, bizi de ateş çemberinin içine çekmek isteyenler var. Bizi birbirimize düşürmek, gücümüzü zayıflatmak, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenler var. Karanlık oyunlarıyla bu aziz milleti korkutmaya, yıldırmaya, bezdirmeye, bölmeye ve yok etmeye yeltenenler var. Evlatlarımızı hain emellerine alet eden, annelerinin bağrından kızlarımızı kaçıran, babalarının dizinden oğullarımızı koparan şer odakları var. Dini bertaraf edip kin ve nefreti diline dolayan, barış topraklarına nefret tohumları ekmeye çalışanlar var. Askerlerimiz, polislerimiz, nice masum evladımız şehadet şerbetini içti. Analarımızın yürekleri, yavrularımızın hayalleri dağlandı. Derin bir hüzün içindeyiz.

Aziz Müslümanlar! Elbette bu zor günler de geride kalacak. Allah’ın yardımıyla yaşadığımız acıların üstesinden gelecek, huzura ve sükûna yeniden kavuşacağız. Ancak daha ağır bedeller ödememek için her türlü hile ve tuzağın farkında olalım. Mümine yakışır bir şekilde basiret ve feraseti elden bırakmayalım. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle, “birbirine kenetlenmiş tuğlalara benzeyen” kardeşlik duvarımızda gedikler açılmasına asla izin vermeyelim. Hiçbir insani ve ahlaki değer tanımayan cinayet şebekelerinin işlediği cürümlerden dolayı, aynı kıbleye yöneldiğimiz, aynı peygambere ümmet olduğumuz, sevincimizi ve kederimizi, varlığımızı ve yokluğumuzu paylaştığımız masum kardeşlerimizi suçlamayalım. Komşumuzdan, akrabamızdan terörün hesabını sormaya kalkışmayalım. Unutmayalım ki; biz, tahriklere kapılıp sokaklarda birbirimize düştüğümüzde sadece cinayet şebekelerinin hain emellerine hizmet etmiş oluruz. Kardeşlerimize kem gözle baktığımızda, şehitlerimizin uğruna canlarını verdikleri değerlere ihanet etmiş oluruz.

Bu gibi hallerde öfke aklımızı alıyor; husumet gözümüzü karartıyor; cahiliye asabiyeti bizi tüketiyor. Farkına varalım! Dilimiz, kin, öfke ve nefrete değil; kalbimizdeki sevgi, şefkat ve merhamete tercüman olsun! Çok iyi düşünelim! Yaşadığımız acılar daha büyük acılara sebep olmasın! Düşmanlarımızı sevindirmeyelim! Kardeşlerim! Bugün İslam coğrafyasında yaşananlar, kadınlarımızı, çocuklarımızı, canlarımızı, değerlerimizi, tarihimizi, kültürümüzü ve medeniyetimizi yok etme çabasında olanların hangi noktaya eriştiklerini açıkça gösteriyor. Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de, Libya’da, Mısır’da ümmetin birliği, milletin şerefi, vatanın hürmeti ayaklar altına alınıyor. Aziz milletimiz, engin basiretiyle tüm yaşananların farkındadır. Gücünü ve bütünlüğünü koruyarak dünyaya umut ışığı olmaya devam etmek bu milletin harcıdır. Birbirimize hakkı ve sabrı, şefkati ve merhameti tavsiye etmenin tam zamanıdır. Akl-ı selime, bin düşünüp bir söylemeye, hayra çağırıp şerre dur demeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.

Aziz Kardeşlerim! Geliniz, şu mübarek vakitte Yüce Rabbimize el açıp yalvaralım: Yâ İlahi! Yâ Rabbe’l-Âlemin! Aziz şehitlerimize lütfunla, kereminle, rahmetinle muamele eyle! Onları cennetinle ve cemalinle müşerref eyle! Ailelerine sabır ve metanet ihsan eyle! Dinimizin, devletimizin, milletimizin bekasını sarsacak her türlü dâhili ve harici belalardan bizleri muhafaza eyle! Huzurumuzu pusuya düşürmeye, vicdanımızı köreltmeye, birlik ve dirliğimizi sona erdirmeye çalışanlara sen müsaade etme! Eli kalem tutacak çocukların ellerine silah veren vahşet şebekelerini sen Kahhar ism-i celilinle kahreyle. Tuzaklarını başlarına çevir. Fitne ateşiyle bizi tutuşturmak isteyenlere karşı yekvücut olmayı, tek bilek olmayı milletçe hepimize nasip eyle! Bütün acılara rağmen milletimizin hiçbir ferdini haktan, hukuktan, adaletten, merhametten bir an olsun ayırma! Sana inanan bu necip milletten yardım ve inayetini, kuvvet ve rahmetini esirgeme Allah’ım. Amin

KAŞÜSTÜ DTM’Yİ KİM ALACAK?

 

KAŞÜSTÜ DTM’Yİ KİM ALACAK?


Kaşüstü’ndeki DTM’nin yıkılarak 5 yıldızlı otel ve kongre merkezinin inşa edilmesi için Dubaili Armada Grup ile ön sözleşme imzalandı. Yomra Belediye Başkanı İbrahim Sağıroğlu, “İyi niyet sözleşmesini yaptık. 10 gün içinde teminat mektubu gelecek. Yıllığı 200 bin dolardan 49 yıllığına kiralık olarak veriyoruz” derken gerekli imar değişikliklerini başlattıklarını açıkladı.

Bu anlaşmada şu özellikler de var;

2 bin metre karelik kongre merkezi, 6 bin metre kare fuar alanı olacak. En geç 6 ay içinde yapım çalışması, inşaat ruhsatı alınacak.

Yıllık kirası 200 bin dolar. Ayrıca 400 bin dolar sözleşme, 5 milyon lira inşaat teminatı var.

 

100’ÜN ÜZERİNDE BÜYÜKELÇİ TRABZON’DA

100’ÜN ÜZERİNDE BÜYÜKELÇİ TRABZON’DA

Türkiye’de görev yapan 100’ün üzerinde büyükelçi Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği’nin (DKİB) organizasyonuyla 11 Eylül’de Trabzon’a geliyor.

Yani bugün.

Konuyla ilgili bili veren DKİB Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Cumartesi günü yani yarın saat 15’00’da TİM Sektörler Konsey Toplantısı’nın gerçekleştirileceğini belirterek, “Şehrimize 100’e yakın büyük elçinin yanı sıra çok sayıda bürokrat ve ilgili kurum yetkilileri de gelecek. Bugüne kadar belki bir ilki de gerçekleştirip misafirlerimize Atatürk Köşkü bahçesinde bir yemek vereceğiz. Yemek organizasyonunun da TİM ve DKİB ortaklaşa yapacak. Yemek davetimize bütün büyükelçi misafirlerimiz de katılım sağlayacak” dedi.

Gürdoğan pazar günü saat 9’da Novotel’deki toplantı sonrası bütün misafirleri Trabzon’un tarihi ve en büyük turistik yerlerine götüreceklerini hatırlatarak, “Belki de en büyük zevk alacakları program yaylalarımıza yönelik olacak olan” dedi. Gürdoğan davetlileri önce Çal mağarasına ardından Kayabaşı Yaylasına götüreceklerini ifade ederek, piknik alanında da güzel bir yemek organizasyonu yapılacağını duyurdu.

 

TRABZON’DA O GAZETECİ NEDEN ‘AKYAZI İÇİN ACELE ETMEYİN’ YAZDI

TRABZON’DA O GAZETECİ NEDEN ‘AKYAZI İÇİN ACELE ETMEYİN’ YAZDI

Karadeniz’de Son Nokta Gazetesi’nin yazarlarından aynı zamanda televizyoncu.

Kuzey TV Haber Müdürü Ahmet Çağlar Yıldırım bugünki yazısında ilginç bir tespitte bulundu ve dediki; “Akyazı için acele etmeyin”

Bunu niye yazdı..

İşte tespitleri ve nedenleri..

Yaklaşık 8 yıl önce başlayan Akyazı stadyumu serüveninde deniz dolgusu dan sonra ilk somut adım 2013 yılında atılmış, Cumhurbaşkanı (dönemin başbakanı ) Recep Tayyip Erdoğan'ında katılımı ile stadyumun temeli atılmıştı. Trabzon'un rüyası olan projeye aradan geçen yaklaşık 2 yıllık süre zarfında artık ortaya çıkarken, stadyum inşaatında sona yaklaşılıyor. Stadyumun hizmete girme tarihi olarak çeşitli söylemler dile getiriliyor.

Evet Akyazı stadyumunun bitirilme aşamasına gelmesi, futbol oynanacak seviyeye gelmesi için çalışmalarının hızlandırılması güzel gelişmlerde de, fakat bir gerçek de var ki  Akyazı stadyumuna taraftarın ulaşımını sağlayacak, yollarının, alt yapı çalışmalarının, çevre düzenlemelerinin stadyum yapımı ile pekde paralel gitmediği de ortada, o yüzden diyorum ki Akyazı Stadyumu 2015- 2016 sezonunun ikinci yarısında kullanıma açılmamalıdır. Çünkü önümüz kış düşününün çevre düzenlemesinin yapılamadığı , ulaşımın ve ısınma probleminin olduğu Akyazı stadyumuna taraftar nasıl gelip de maç izleyecek, Trabzonspor'a destek verecek. Şu an gözümün önüne geliyorda çevre düzenlemesi yapılmamamış staduma taraftarlar çamur deryası içinden geçip gelecekler. Trafik keşmekeşliğini düşünemiyorum bile.

O yüzden kendi kanatimce Akyazı stadyumu yeni sezonda yani 2016-2017 futbol sezonun da görkemli bir törenle hizmete açılmalıdır. Aceleye gerek yok, acele edip stadyumu hizmete acıp iki gün sonra bir aksilik meydana geldiğinde 15-20 gün stadyumu kapatmakdansa, herşeyi ile tamamen bitmiş, eksiklikleri giderilmiş bir Akyazı stadyumunu ile yeni sezona başlamak en iyisi.

Bu durumun  taraftar açısından da bir sorun teşkildeceğini sanmıyorum, taraftar zaten yıllardır bekliyor. bir sezon daha beklese sorun olmaz. Öte yandan efsane stadyum Hüseyin Avni Aker'e güzel bir  veda edilmiş olur.

HABERE YORUM KAT
Haberlere yorum yapanlar genel kuralları kabul etmiş sayılırlar. Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler