AK Parti’de değişim rüzgârları, sadece genel başkanlık operasyonuyla sınırlı kalmayacak. Kabine, genel merkez ve grup yönetiminde köklü değişiklik yapılacak.

AK Parti’nin 22 Mayıs’taki olağanüstü kongresi öncesinde bu kez anket yapılarak milletvekili ve delegelere, “Kimi genel başkan görmek istersiniz?” diye sorulmayacak. Yeni genel başkan adayının belirlenmesi öncesinde Erdoğan önceki gün Davutoğlu görüşmesinden sonra Cumhurbaşkanlığı’nda Binali Yıldırım, Bekir Bozdağ, Nurettin Canikli, Mustafa Şentop ve Süleyman Soylu’yla bir araya geldi. Erdoğan, Yıldırım’la baş başa da görüştü. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün gerçekleşen görüşmesiyle başlayan süreç, bir ay içerisinde, ‘olağanüstü kongre, başbakan değişimi, kabine revizyonu, hükümet programı görüşmesi, güven oylaması ve iktidar partisinin yönetim kademelerinde kilit değişiklikler’ gibi önemli ve kapsamlı değişimleri beraberinde getirecek. Yeni kabinede Trabzonlu hemşerimiz Süleyman Soylu’nun olmasına kesin gözüyle baklıyor. İlk adım, AK Parti’nin olağanüstü kongresini toplamasıyla atılacak. Partinin daha önce, milletvekilleri, il başkanları ve MKYK üyeleri arasında yaptırdığı ‘Kimi genel başkan görmek istersiniz?’ anketi de bu kez yapılmayacak. Adaylığını açıklayacak isim, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın onay verdiği isim olacak. Bunun dışında başka bir aday çıkmayacak ve kongrede yarış olmayacak. 

AK Parti’de başlayan olağanüstü kongre süreci siyasette bakalım nasıl bir değişim yaşanmasına neden olacak?AK Parti’de başbakan  Ahmet Davutoğlu sayfası kapanıyor.

Peki ya muhalefet de!.Gözlerin üzerinde olduğu isim MHP Genel Başkanı Dr.Devlet Bahçeli.Bahçeli’ye karşı parti içi muhalefet isyan bayrağını açmış durumda.15 Mayıs’ta MHP’de Olağanüstü kongre olacak mı? olmayacak mı ? belli değil!. Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ’ın başını çektiği muhalif gruba göre 15 Mayıs’ta kongre toplanacak ve Bahçeli dönemi kapanacak.MHP Genel Başkanı Bahçeli bu sürecin en kilit ismi noktasında.Çok iyi hamleler yapmak zorunda yoksa hem koltuk hem parti ciddi sıkıntı içinde. Olası bir erken seçime MHP Genel Başkan Bahçeli ile girerse işi çok zor.Barajı bile geçemezler!.Bahçeli için çok fazla seçenek yok!Ya Genel Başkanlığı bırakacak partinin önünü açacak yada başkanlık sistemine evet diyerek sistemin içinde kalıp hem koltuğu kurtaracak hem de partisine nefes aldıracak

A&G Araştırma şirketinin sahibi Adil Gür, Başbakan Davutoğlu'nun gidişinin, AK Parti oylarına yapacağı etkiyi değerlendirdi. Davutoğlu'nun yerine yeni bir genel başkan ve başbakan ile yola devam edilmesinin AK Parti oylarında düşüşe sebep olmayacağını belirten Gür, "çünkü halk lider olarak Tayyip Erdoğan'ı görüyor. Genel başkan değişse de oy değişmiyor. Tüm araştırmalar gösteriyor ki, Erdoğan partiyi bırakmadığı sürece AK Parti oylarında dalgalanma da olmaz" şeklinde konuştu. Adil Gür, halkın gözünde yürütmenin başının Erdoğan olduğunu vurgulayarak, "araştırmamıza göre halkın yüzde 62'si 'Türkiye'yi Tayyip Erdoğan yönetiyor' diyor. '

Türkiye'de en beğendiğiniz siyasetçi kim' diye sorulduğunda yüzde 50 'Erdoğan' diyor" ifadelerini kullandı. Öte yandan, devletin başında halk tarafından seçilmiş iki kişi olması nedeniyle sistemin tıkandığını söyleyen Gür, Davutoğlu'nun ayrılmasıyla birlikte fiilen Başbakanlık sisteminin değiştiğini söyledi. Bu arada Başbakan Davutoğlu'nun veda konuşmasının ve AK Parti'nin 22 Mayıs'ta olağanüstü kongre kararı almasının ardından erken seçim iddiaları Ankara kulislerini karıştırmıştı. Devlet Malzeme Ofisi'nin açtığı bu ihale ise sosyal medyada erken seçim olacak iddialarının ortaya çıkmasına neden oldu.Ancak, Yüksek Seçim Kurulu (YSK), erken seçim iddialarıyla ilgili "450 bin mühür alımı erken seçime işaret etmiyor" dedi.

AK Parti’nin olağanüstü kongreye gitmesi, ekonomiyle ilgili kısa dönemde çıkarılması beklenen yasaları da etkileyecek. Kongre sonrası Başbakan ve kabinenin yenilenecek olması, bu tasarıların takvimini de büyük ölçüde değiştirecek.

Bireysel emekliliğin zorunlu hale getirilmesi, taşeron çalışanların özel sözleşmeli yapılması, sağlık çalışanlarına yıpranma hakkı verilmesi gibi konularda yasal düzenleme hazırlıkları uzun süredir devam ediyor. Başbakan Davutoğlu, 22 Mart’ta yaptığı açıklamada tüm taşeron personele kadro verileceğini açıklamıştı. Ak Parti’nin seçim öncesi vaadinin asıl işi yapanlara kadro vermek olduğu dolaysıyla asıl veya yardımcı demeksizin tüm taşeron personele kadro verilmesi popülist bir karar olarak yorumlanmıştı. Diğer taraftan, Davutoğlu iki üç hafta içinde düzenlemenin Meclise geleceğini söylemesine rağmen aradan geçen 6 haftaya rağmen düzenleme hala Meclise gelebilmiş değil. Üstelik Türkiye şuan yeni bir siyasi kriz sürecine girdi. Öyle görünüyor ki bu süreçten en çok kadro bekleyen taşeron personel etkilenecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, taşeron işçilerle ilgili yapılacak düzenlemeye ilişkin, "Çok yakın bir zamanda inşallah bunu Meclise getireceğiz ve kamudaki istihdamla bu arkadaşlarımızı buluşturacağız." dedi. Soylu, iktidara geldikleri günden itibaren çalışanların hayat standartlarını yükseltmek ve daha iyi çalışabilmelerini teşvik edebilmek için ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koymaya çalıştıklarını bildirdi. Soylu, "Karayollarında şu ana kadar en son 3 bin 500 kişiyi kadroya aldık ve 9 bin 915 işçi Karayollarında kadroya alınmıştır. Bugün eğer yine alt işverenlerde çalışanlar varsa onlar da yeni özel statüde çalışanlar olarak nitelendirilecektir ve onlar da kamuda istihdam edileceklerdir." dedi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Artvinli hemşerimiz Faruk Çelik, 2050 yılında nüfusu beslemek için tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerektiğini, ancak her 2 saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde tarım arazisinin yok olduğunu belirterek, “Eğer gelecek nesiller için sürdürülebilir gıda arzını sağlayamazsak dünyamız kitlesel insan göçlerine sahne olabilecek” dedi. Yapılan projeksiyonlara göre 2050 yılında nüfusu beslemek için tarımsal üretimin yüzde 60 artması gerektiğine dikkat çeken Bakan Çelik, ancak bu gerçek karşısında dünyada tarım arazilerinin küçüldüğünü ve yok olduğunu söyledi.

Her 2 saniyede bir futbol sahası büyüklüğünde, 7 dekar tarım arazisinin yok olduğunu kaydeden Çelik, “Eğer gelecek nesiller için sürdürülebilir gıda arzını sağlayamazsak dünyamız kitlesel insan göçlerine sahne olabilecektir” dedi. Böylesine ağır bir tablonun yaşanmasını önlemek için 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerini önemli bir pusula olarak gördüklerini belirten Çelik, bu hedeflere ulaşmak için gıda güvenliğinin önemli bir yere sahip olduğu konusunda konferansta uzlaşı sağlandığını söyledi.

AK Partide Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’nun görevi bırakacağını açıklamasının ardından, muhalif kulisler hareketlendi.

Aralarında AKP’li eski bakanların da bulunduğu AKP’li muhalifler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işaret edeceği yeni Genel Başkan adayını bekliyor. Eğer adayı beğenmezlerse, AK Parti kongresinde kendi adaylarını çıkaracaklar. AK Partili muhalif çevrelere göre, Davutoğlu sonrasında partiye, “AK Parti ruhuna uygun”, toparlayıcı bir genel başkan gerekiyor. Bu isim ise, Numan Kurtulmuş ya da Mehmet Ali Şahin olabilir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Mayıs’ta yapılacak AK Parti Kongresi için Kurtulmuş ya da Şahin kalibresinde bir adayı işaret etmezse, AKP’li muhalifler, kendi adaylarını çıkarmak konusunu tartışmaya açtı. Partide, Binali Yıldırım, Bekir Bozdağ ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın genel başkanlık için aday gösterilmesi halinde ise, muhaliflerin “karşı aday” olarak çıkaracakları isim de belli; Eğer “uygun” bir genel başkan adayı çıkmazsa, AKP’li muhalifler de Ali Babacan’ı aday gösterecekler.